Şema Terapi; Başarısızlık Şeması; Hayatı Yeniden Keşfedin

Bir Küçük Özgüven Meselesi - Başarısızlık Şeması

Bu yazıda, Hayatı Yeniden Keşfedin isimli kitap çerçevesinde ‘Şema Terapi Yaklaşımı’ ile ‘Başarısızlık Şeması’ndan ve kendi başarısızlık hikayemden bahsetmek istiyorum.

Son Güncelleme: Mart 25, 2021

Okuma süresi: 3 dakika ••• ––– görüntülenme

Bir arkadaşımın önerisiyle kendisinden haberdar olduğum, birkaç başarısız okuma girişiminin sonunda bitirip, sonraları ikinci kez tekrar okuduğum; oldukça iddialı bir de isme sahip bir kitap: Hayatı Yeniden Keşfedin (Janet S. Klosko ve Jeffrey E. Young)

Bu bir kendine yardım (self-help) kitabı; ama kişisel gelişim, psikoloji denince ilk akla gelen, o motivasyonel cümlelerle bezeli kitaplardan değil. Kitap, yazarları Jeffrey Young ve Janet Klosko’nun geliştirdiği bir terapi yaklaşımı olan Şema Terapi yi bizlere tanıtıyor. Kitapta, yazarların pratiklerinde karşılaştıkları 11 örüntü (şema) ve bu şemaların anlaşılmasına yönelik ölçekler ve çözümlenmesine yönelik öneriler de bulunuyor.

Hayatı Yeniden Keşfedin, kendinize dair farkındalığınıza çok katkı sağlayan bir kitap; bu yüzden de bazı yüzleşmelere ve tetiklenmelere hazır olduğunuz bir zamanda okumanızı tavsiye ederim.

Peki nedir bu ‘şema’?

Şemalar, kısaca, düşünce kalıplarıdır. Kendimizle ve dünyayla ilgili katı inançlarımızı içerir. Temelleri çocuklukta atılan ve yaşamımız boyunca devam eden kalıplar…

Çocukluğumuzda bir şekilde zarar görmüşüzdür ve yetişkin yaşamımızda kendimizi benzer durumların içinde bulmaya devam ederiz. Hayatımız boyunca bizimle olan, bizi ‘evimizde hissettiren’ inançları değiştirmek kolay değildir.

Kitapta işlenen 11 şemanın listesi:

  1. Terk Edilme
  2. Kuşkuculuk ve Kötüye Kullanma
  3. Duygusal Yoksunluk
  4. Sosyal İzolasyon
  5. Bağımlılık
  6. Dayanıksızlık
  7. Kusurluluk
  8. Başarısızlık
  9. Boyun Eğicilik
  10. Yüksek Standartlar
  11. Haklılık

Şemalarımızla çalışmanın bize nasıl bir faydası olabilir?

Şemalar, olayları/durumları çarpıtılmış şekilde algılamıza neden olurlar. Bu köklü bilişsel çarpıtmalar da olanları, olduğundan farklı yorumlamamıza ve dolayısıyla kendimizi kötü hissetmemize sebep olabilir.

İşte bu noktada, şemalarımızı ve onların hayatımıza yansımaları anlamak, bizlere, daha iyi hissetmenin yolunu açabilir.

Ayrıca şunu da eklemek gerekir: Böylesine köklü ve üzerimizde etkili inançları anlamak ve çözümlemek istikrarlı bir çaba gerektirir.

Kitapta, her bir şemanın çözümlenmesi için çeşitli öneriler de bulunmakta. Şemalar konusunda daha detaylı bilgi edinmek, kendi şemalarını tanımak isteyenlere, hazır olduklarında, kitabı okumalarını kesinlikle öneririm.

Şimdi gelelim beni bu yazıyı yazmaya iten şemaya: Başarısızlık.

Başarısızlık şeması da diğer şemalar gibi kökenleri çocuklukta bulunan bir şema.

Özgüvenle ilişkilendirilen bu şema, başarı ve iş alanlarında yetersizlik hissiyle tanımlanıyor. Akranlarınızdan daha az başarılı,zeki veya yetenekli olduğunuz hissi.

Başarısızlık şemasının çocukluktaki kökenlerine bakıldığında: çok eleştiren ebeveyn, çok başarılı ebeveyn, öğrenme güçlükleri, dezavantajlı ailelerden gelmek, ebeveynlerin olumsuz kıyaslamaları (kardeşler veya arkadaşlarla), özdisiplin ve sorumluluk almayı öğrenememiş olma... gibi faktörler çıkıyor karşımıza.

Bu alandaki en baskın duygu: Özgüvenin zedelenmesiye gelen utanma hissidir.

Başarısızlık şeması söz konusu olduğunda, gerçekte başarılı olup olmadığınızın bir önemi yoktur. Kendinizi başarısız hissedersiniz.

Kaçma, başarısızlık şeması ile başa çıkmada çok kullanılan bir savunma mekanizmasıdır. Çocukluktaki başarısızlık hissiyle yeşeren şema, ileride bizi başarıya götürecek adımları atmaktan geri koyabilir ve biz bu görev ve sorumluluklardan kaçtıkça başarısızlık şeması daha da pekişir.

Şemalar söz konusu olduğunda, şunu da eklemeden geçmemek gerekir: Örneğin: ‘Her eleştirel ebeveynin çocuğunda başarısızlık şeması gelişir.’ gibi bir genelleme yapılamaz. Bu noktada mizaç ve baş etme yöntemlerindeki farklılıklar, kişilerin yaşadıklarına olan tepkilerini ve yaşam olaylarının kişiler üzerindeki etkilerini değiştirecek/çeşitlendirecektir.

Benim başarısızlıkla münasebetim ise şöyle:

Kitabı okurken ve içindeki ölçekleri cevaplarken, benim hayatımı ve kendimi algılayış biçimimi etkileyen şemaları fark ettim.

İçimde şemalarımı anlama ve üzerlerinde çalışma isteği doğdu ve ilk olarak, benim için ele almanın nispeten daha kolay olacağını düşündüğüm başarısızlık şemasıyla ilgilenmeye karar verdim.

İşte bu yazı da, mezunu olduğum psikoloji alanındaki yetersizlik hislerimi aşmak için kendimce attığım küçük bir adım olarak burada, karşınızda.

İstanbul Üniversitesi-Psikoloji bölümünde girdiğim ilk derslerde, buradan mezun olduğumuzda ‘’alanda çalışmak için yeterli bir psikolog’’ olacağımızı sanıyorsak yanıldığımızdan bahsedilmişti. Anlatmak istedikleri, psikoloji alanında çalışmak için nasıl bir yetkinliğe sahip olunması, hangi eğitim süreçlerinden geçilmesi gerektiği ve yalnızca 4 yıllık bir psikoloji eğitiminin bunlar için yeterli olmadığıydı.

Bugünden geriye dönüp baktığımda, aslında gayet normal bir bilgilendirmeyi içeren bu diyaloglar, muhtemelen benim başarısızlık şemamı tetiklemişti. Çünkü o derslerde hissettiğim yetersizlik hissi, galiba ben psikolog olamayacağım düşüncesi, kalbimin çarpıntısı hala zihnimde çok canlı. Ardından, aylar ve yıllar sonra ben zaten psikologluk yapmak istemiyorum demelerim, belki de başarısızlık ve yetersizlik hislerimin ürünüydü kim bilir? İşte bu günlerde ben, bu sorunun cevabını bulmak için uğraşıyorum.Onun için de psikoloji alanıyla olan ilişkimi, yetkinliğimi ve becerilerimi gözden geçirerek, gereken adımları atmaya niyet ettim.

Üniversiteden mezun olduktan sonra, farklı alanlarda çalışma tasarılarım ve girişimlerim oldu; ama herhangi biri için ne yeterince emek harcadım ne de şartlarımı, beni başarıya ulaştıracak şekilde düzenlemeye uğraştım. Sonuç olarak, şimdi bulunduğum noktada kendimi başarısız hissetmenin ötesinde, geçen yıllar içinde, objektif olarak da herhangi bir başarı elde edememiş bulunuyorum. Bu zorluklardan kaçmış ve çabasız başarısızlığın, benim kariyer hikayemin sonu olmasını istemiyorum.

Okuduğunuz bu yazı da isteyerek tercih ettiğim,uğruna üniversite sınavına 2 kere hazırlandığım, okumaktan çok keyif aldığım ve mezunu olduğum psikoloji bölümüyle olan ilişkime uzattığım bir zeytin dalı olarak buraya bırakıyorum.

Sevgiler, İpek.